Makalelerim > DEVLET ADAMLIĞI, ÜSLUP VE SEVİYE
|
HAFTA ORTASI
DEVLET ADAMLIĞI, ÜSLUP VE SEVİYE
Devlet; milletin organize olduğu büyük ve kutsal bir kurumdur. Kendisini var eden halkına, milletine hizmet etmek, onu refah içerisinde yaşatmak ana görevidir. Devleti, Devlet Adamları yönetir. Ve Devlet Adamı olmak her yiğidin harcı değildir…
Devlet Adamlığı ciddiyet ister,
Devlet Adamlığı vakarlı olmayı ister,
Devlet Adamlığı hassasiyet ister,
Devlet Adamlığı sabır ister,
Devlet Adamlığı tevazu ister,
Devlet Adamlığı bilgi ve tecrübe ister,
Devlet Adamlığı milletine bağlılık ister,
Devlet Adamlığı dürüstlük ister,
Veeeee…
Devlet Adamlığı Seviye ister…
T.C. Devletinin üç numaralı devlet adamı ve yürütmenin başı olan şimdiki başbakanımız, bakalım bu sayılan özelliklerden hangisiyle birebir örtüşüyor?..
“Artistlik yapma lan.”
“Lan terbiyesizlik yapma.”
Bu sözler, Mersin ziyaretinde, protestocu çiftçi Mustafa Kemal Öncel’e, Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sarf ettiği sözler. Protestocu çiftçi “İki senedir anamız ağlıyor” dediğinde aldığı cevap, “Hadi ananı al, git buradan” oluyor.
Bazı gazetelerde Başbakanın son zamanlarda üslubunun çok sertleştiği yorumları yapılıyor. Bana göre bu söylemler sert üslubu değil; seviyesiz, argo konuşmayı ifade ediyor. Çok kısa bir süre önce yine, muhafazakâr demokrat olduğunu iddia eden Başbakanımız bir toplantıda “anasını satayım” gibi ifadeler kullanmıştı da, gazetelere konu olmuştu. Demek ki, bu tip cümleleri kurmak onun tarzı olsa gerek…
Bir ülkeyi yöneten, başbakanlık koltuğuna oturan bir kişi icra makamındadır. İcra makamında bulunan kişi icraatları açısından övülebilir de, yerilebilir de… Her alınan kararda, uygulamalarda mutlaka takdirde, tenkitte olacaktır. Vatandaşın tepkisine sabır ve saygı gösteremeyen bir Başbakanın o makamı işgal etmeye hakkı yoktur.
Olayın hemen arkasından Mustafa Kemal Öncel’in daha önce de dört kez protesto eylemi yaptığı, dört yıl önce DYP lideri Tansu Çiller’e de benzeri protesto eyleminde bulunduğu söyleniyor ve bu şahsın bu işi alışkanlık haline getirdiği ima ediliyor… Diyelim ki, bu adam eleştirilerinde haksız; diyelim ki, bu adam deli… Soruyorum size bir ülkenin başbakanının tavrı sizce bu mu olmalıdır? Üslubunu böylesine çirkinleştirmeli midir? Üstelik bunu büyük bir kalabalığın içinde, televizyonların önünde mi yapmalıdır?
Büyük vaatler, büyük iddialar ve ak günlerle kendi milletini aldatanlar, en nihayetinde kendilerini aldatmış olurlar. Kendi karakter ve mizaçları ile ilgili saklamaya çalıştıkları gerçek hüviyetlerini de işte bu şekildeki söz ve davranışları ile ele verirler.
Ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı milletimizi aldatmanın ötesinde artık ona hakaret etmeye başlamıştır. Bir ülkenin başbakanı kendi vatandaşını seviyesiz bir şekilde aşağılamaya kalkarsa, bakanları, müsteşarları, bürokratları, halka hizmet etmekle görevli memurları ne yapar acaba? Veyahut AKP’nin Genel Başkanı olarak bu kadar yakışıksız ve seviyesiz üslup kullanan Sayın Erdoğan’ın il başkanları ve yöneticileri sıkıntılarını anlatmak için gelen vatandaşlarımıza çok ağır ve aşağılayıcı sözlerle cevap verirlerse ve onları aşağılarlarsa bu davranışlarının sorumlusu kim olacaktır?
Başbakan bilmelidir ki, vatandaş gördüklerinden son derece rahatsızdır. Vatandaş sokakta memnuniyetsizliğini konuşmakta ve kendini o çiftçinin yerine koymaktadır.
Ve Başbakan bilmelidir ki, şimdi aşağıladığı o halkın, önceki hükümetlere olan tepkisi sayesinde nasıl rüzgâr gibi geldiyse, benzeri bir tepkiyle fırtına gibi gidecektir.
Devletimizi Gerçek Devlet Adamlarının yönetmesi dileğiyle…
15–02–2006
Yılmaz TANKUT
ytankut@keynet.com.tr
ytankut@mhp-adana.org.tr
,
|