ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > İSTİSMAR VE ALDATMA SİYASETİ

HAFTA ORTASI

İSTİSMAR VE ALDATMA SİYASETİ

İstismar kavramı, toplum tarafından değer verilen, benimsenen ve hassasiyet gösterilen kıymet ve inançların, kişisel ticari veya siyasi çıkar sağlamak için hiçbir ahlaki kural tanımadan kullanılması anlamına gelmektedir. Bugün maalesef hem dünyada, hem de ülkemizde hemen her konu ile ilgili olarak acımasız bir istismar kampanyası ile kendi değerler sistemi içerisinde yaşamaya çalışan insanların büyük bir çoğunluğu pek çok konuda aldatılmaktadır. Küreselleşme, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, Avrupa Birliği, uyum yasaları, sözde soykırım safsataları, azınlıklar, kültürel haklar, dinler arası diyalog, medeniyetler buluşması vs… gibi kavram ve söylemler acımasızca kullanılan istismar araçlarıdır.

Küresel emperyalizmin temsilcisi konumunda bulunan ülkeler (ABD, İNGİLTERE…) sömürgeci iştahlarını tatmin etmek ve kendi ülkelerindeki sermayenin ve çok uluslu şirketlerin emirlerini yerine getirebilmek için, pervasızca masum insan kanı dökerek binlerce kilometre uzaktaki ülkeleri işgal edebilmektedir. Bu haksız ve vahşi işgallerini ise yukarıda söz konusu edilen istismar ve aldatma maskeleriyle kamufle ederek, hem kendi halklarını hem de dünya kamuoyunu sözüm ona ikna etmektedirler. Yine komşularımızın bir kısmı başta Yunanistan olmak üzere kendi iç siyasi sıkıntı ve başarısızlıklarını gizlemek için Türk düşmanlığını istismar etmekten veya haçlı ruhunu ön plana çıkartmaktan hiç çekinmemektedirler. Ne var ki sözünü ettiğimiz bu ülkelerin yöneticileri kendi milli ve manevi birlikteliklerine ziyan verecek, ülkelerinin çıkarlarını zedeleyecek hiçbir aldatma ve istismara kendi iç bünyelerinde hem izin vermezler hem de kendi halkına karşı içe dönük bu tip aldatmalara tenezzül etmezler. Ancak dışarıya karşı kendi ekonomik ve milli çıkarları doğrultusunda da her türlü istismarı acımasızca ve hiç düşünmeden yaparlar ve bu manada kendi halklarını aldatmaktan da çekinmezler.

Diğer ülkelerin idarecilerinin istismar ve aldatma konusundaki bu tutumlarına karşılık ülkemizdeki yöneticilerin tavırları biraz farklıdır. Ne yazık ki yıllardan beri Türkiye’de söz sahibi olarak bizi yönetmeye çalışanlar, kendi şahsi ve siyasi çıkarları için her türlü aldatma ve istismarı acımasızca kullanmışlardır. Ancak bu aldatma unsurlarını kullanırken hep içe yönelik olarak çaba göstermişlerdir. Yani milli çıkarlarımız, birlik ve beraberliğimiz, devletimizin ve milletimizin haysiyeti söz konusu olduğunda, bırakın istismar etmeyi Türk milletinde kendiliğinde oluşan milli refleksi bile yok etmeye çalışmışlardır. Bu zamana kadar iktidara gelerek ülkeyi yönetme erkini elinde bulunduran siyasi parti liderleri pek çok konuda milletimizi aldatarak kendilerine siyasi rant sağlamaktan hiç çekinmemişlerdir. Özellikle ekonomik ve sosyal konularda pek çok vaatlerde bulunarak seçmenlerini aldatmış ve yanıltmışlardır. Seçmenleriyle yüz yüze geldiklerinde ise geleneksel olarak ikili ve şahsi ilişkilerle hassas konuları da ön plana çıkartarak ikna ve oyalama yolunu tercih etmişlerdir.

Bugün 3,5 yıla yaklaşan bir zamandır tek başına ülkeyi yöneten AKP iktidarı kadar, gelmiş geçmiş hiçbir iktidar kendi halkını ve seçmen kitlesini bu kadar büyük bir ölçüde aldatarak istismar etmemiştir. Sayın Erdoğan seçimlerden önce vermiş olduğu vaatleri yerine getirmek şöyle dursun, devraldıkları Türkiye tablosunu bize göre çok daha kötü durumlara sürüklemiştir. Ekonomik, sosyal, siyasi, milli, adli ve ahlaki konularda bırakınız ilerlemeyi, her geçen gün telafisi mümkün olmayan maceralara ve hadiselere şahit olmaktayız. ABD ve AB ye verilen tavizleri gizlemek ve kendi iktidarlarının bu ülkelere bağlı olduğunu saklamak için iç politikada siyasi rakiplerine fütursuzca saldırmaktan çekinmeyen bu zihniyet sahipleri, bugün istismar ve aldatma siyasetinin zirvesine ulaşmışlardır. İlçe kongrelerinde bile ikide bir muhalefete ve basına aslı astarı olmayan konularda saldırarak içi boş ve sloganvari söylemlerle kendi partililerini tatmin etmeye çalışmaktadırlar. Sayın Erdoğan en son bir ilçe kongresinde yaptığı konuşmada MHP yi hedef alarak, Sayın Bahçeli’nin Öcalan canisinin idamdan kurtarılmasında imzasının olduğu iftirasını atmaktan çekinmemiştir. İdam cezasının 2002 yılı Temmuz ayında T.B.M.M de kaldırılmasında kimlerin lehte, kimlerin aleyhte oy kullandığı zabıtlarda mevcuttur. Bunu AKP’nin genel başkanı da gayet iyi bilmektedir. Oylamaya katılan bütün MHP’li milletvekilleri idam cezasının kalkmaması yönünde oy kullanmışlardır. Bunu bile bile bir başbakan nasıl yalan söyler ve milleti aldatarak bu konuyu istismar eder?

Hiç şüphesiz AKP’nin bugün tek alternatifi olan siyasi parti MHP’dir. Bunu en iyi Sayın Erdoğan bilmektedir. Bu yüzden de aslı astarı olmayan birtakım isnat ve iftiralara da başvurmaktan çekinmemektedirler. Burada amaç yükselen milliyetçiliği önlemek ve Türk Milleti’nin bu manada siyasi tercihinin kesinleştiği MHP ye karşı akılları karıştırmaktır. Ancak nafile gayretler sonuç vermeyecek AKP gidecek ve bu defa MHP hem de tek başına iktidara gelecektir.

29–04–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,