ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > DEMOKRASİ VE TERÖR

HAFTA ORTASI

DEMOKRASİ VE TERÖR

Ülkemizin bugün çok zor ve sıkıntılı bir zaman diliminden, çok tehlikeli bir dönemeç noktasından geçtiğini sağduyu sahibi memleket sevdalısı herkes kabul etmektedir. Gerçekten de, bütün ülke genelinde olduğu gibi, Adana ve bölgemizde de her manada çok vahim ve sıkıntılı gelişme ve hadiseler yaşanmaktadır. Sosyal ve ekonomik sıkıntılar bir tarafa, özellikle son aylarda ülke bütünlüğümüze yönelik olarak gerçekleştirilen terör, bütün acımasızlığı ve kalleşliği ile yeniden hortlamış bulunmaktadır. Bölgemiz de dâhil olmak üzere hemen her yerde merasimlerle, kalabalıklar tarafından kaldırılan şehit cenazeleri, hepimizin yüreğini özellikle de ailelerinin ciğerini yakmaktadır.

Her gün şehit cenazelerinin kaldırıldığı, ülkenin dört bir yanında olaysız ve hadisesiz bir günün geçmediği bir Türkiye tablosu karşısında bile, Sayın Başbakan basına “olayları fazla büyütüyorsunuz” diye suçlama yapabiliyor. Sonra da PKK’ya mı, yoksa onların siyasi temsilcilerine mi söylediği pek anlaşılamayan “silahları bırakın sonra gelin görüşelim” anlamına gelecek sözler sarf ediyor. Acaba Sayın Erdoğan, Türkiye ve Türk Milleti’ni alçakça suikastlarla kan gölüne çeviren hainlerle, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olarak demokrasi kılıfı altında müzakere masasına oturabileceğini ima etmeye ve kamuoyunu buna hazırlamaya mı çalışıyor?

Şimdi buradan sormak gerekiyor, daha fazla demokrasi ve özgürlükler ile bölücü terör nasıl önlenecektir? Sayın Abdullah Gül geçtiğimiz hafta gazetecilerin Ankara temsilcilerine “terörü demokrasi içinde çözeceğiz” derken neyi kastetmektedir? Terör demokrasi içerisinde nasıl çözülecektir? Alçakça ve küstahça yapılan terörü teşvik eden, cani başının posterleri ile alanlarda devlete meydan okuyanlara, yani haysiyetinizin ve şahsiyetinizin güvencesi olan devletinize küfredenlere hangi demokratik açılımları sunacaksınız? Sayın Erdoğan ve AKP hükümeti, bu demokratik açılımların neler olduğunu çok açık bir şekilde Türk Milletine açıklamalıdır. Uzaktan kumandalı mayınlarla askerlerimizi şehit eden, vahşetin bu temsilcilerine, bir takım yerlere hoş görünmek adına zeytin dalı mı sunacağız? Onlarla masaya oturup, onları tanıdığımızı ve muhatap aldığımızı dünyaya ilan mı edeceğiz? Yoksa yüzyıllardır şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu aziz vatan topraklarını onlara pay mı edeceğiz? Sayın Başbakan kimlerle masaya oturmak istediğini ve neyi müzakere edeceğini açıklamalıdır. Başbakanın Türk Milleti demekten dahi imtina ettiği bu toplum, bu soruların cevabını beklemektedir.

Bugün maalesef iktidarın kendisi gibi, bölgemizdeki temsilcileri de, meydana gelen bu tehlikeli gelişme ve hadiseleri sadece seyretmekle yetinmektedirler. Milli birliğimize ve ülke bütünlüğümüze yönelik olarak yapılan bu haince ve küstahça saldırılar karşısında; bırakınız önlem alarak devletin gücünü göstermeyi, demokratik milli bir direnç, bir tavır ve milli bir tepki dahi göstermekten çoğu zaman aciz kalmaktadırlar. Kendi siyasi ikbal ve makamlarını koruma endişesi ile büyük bir aymazlık ve gaflet ötesi bir zihniyetle bu tehlikeli gelişmeleri hiçbir şey olmuyormuşçasına nemelazım anlayışı ile sadece izlemektedirler.

Türkiye’de zannediyorum 3200 civarında il, ilçe ve belde belediyesi mevcuttur ve bunların hepsi yasa gereği Türkiye Belediyeler Birliği üyesidir. Başta Diyarbakır Belediye Başkanı olmak üzere PKK yı terör örgütü olarak kabul etmeyen DTP li belediye başkanları da bu birliğin üyesidirler. Bu birliğin başkanlığını ise Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Aytaç Durak yapmaktadır. Şimdi buradan Sayın Durak’a sormak istiyorum; başkanlığını yaptığınız Belediyeler Birliği PKK yı terör örgütü olarak kabul ediyor mu? Ediyorsa birlik adına son günlerde iyice azgınlaşan bu hainlere karşı ne gibi bir tavır ve milli bir duruş sergilediniz? Türkiye Belediyeler Birliği olarak bir deklarasyon yayınlayarak üye başkanlarınıza bunu imzalatmayı düşünüyor musunuz? Böyle bir bildiriye DTP li üyeleriniz imza atacaklar mı? Atmadıkları takdirde Türkiye’deki Belediye Başkanlarının temsilcisi olarak tavrınız ne olacaktır? Yine temsilcisi olduğunuz Çukurova Belediyeler Birliği olarak bölge belediye başkanlarının da hazır bulunacağı bir basın toplantısı ile terörü lanetleyerek Adana ve bölge vatandaşlarımızın öfke ve tepkisinin sözcülüğünü yapabilir misiniz?

Esasen yukarıdaki tepki ve milli refleksi Adana ve bölgemizdeki bütün sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin ve diğer toplum kesimlerinin temsilcilerinin demokratik bir şekilde en üst perdeden göstermeleri gerekmiyor mu?

Büyük Türk Milleti’nin şerefli mensupları olarak birlik ve beraberlik içerisinde, huzur dolu günlere bir an önce kavuşabilmek dileğiyle…

12–04–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,