ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > MİLLİ REFLEKS OLMADAN BİR ÜLKE YÖNETİLEMEZ

HAFTA ORTASI

MİLLİ REFLEKS OLMADAN BİR ÜLKE YÖNETİLEMEZ

Ülkemizi, beldemizi, işyerimizi ve hatta ailemizi yönetmek ve devam ettirmekle sorumlu olanlar, sorumluluk alanlarının anlamını ve önemini bilmeden başarılı olamazlar. Sorumluluk sahibi yönetici ve liderler sorumluluğunu üstlendiği işlerin ve kişilerin arzu ve isteklerini makul ölçüler çerçevesinde karşılamakla yükümlüdürler. Sorumluluğunun farkında olan kimseler edep ve hayâ ölçülerini muhafaza ederek kendi toplumlarına ve yakın çevresine hizmet ederler. Bu hizmetlerinin maddi karşılığının yanı sıra manevi lezzetinden çok daha fazla istifade ederek yaptıkları çalışmaları büyük bir ciddiyet ve ibadet ölçüsünde devam ettirirler. Edep ve hayâ ölçüleriyle bezenmiş lider ve idarecilere sahip toplum ve milletler diğerlerine göre maddi ve manevi hedeflerine çok daha çabuk ulaşırlar.

Bizler yüzyıllarca üç kıtaya hükmetmiş, adaleti, ahlakı, huzur ve refahı, sorumluluğunu üstlendiği toplumlara en yüksek seviyede sunmuş edep ve hayâ timsali olan Büyük Türk Milletinin mirasçıları ve torunlarıyız. Bizim mazimize ne bir kir, ne de bir leke sürülmemiştir. Fakat bugün bizi lekelemek, bizi edep ve hayâdan yoksun bırakmak isteyen iç ve dış mihraklar bütün gayretleriyle bıkmadan usanmadan çalışmaktadırlar. Yüce Türk Milletine iftira ve çamur atarak onun birlik ve bütünlüğüne kasteden bedbahtlar, Gazi Mustafa Kemal’in de işaret ettiği gibi, her dönem ve zeminde olacaktır. Bugün de maalesef bu bedbahtlar hem içeriden, hem de dışarıdan Türkiye’de yürütme erkinin başında bulunanların aczinden ve gafletinden yararlanarak saldırılarını büyük bir cüret ve küstahlıkla yapmaktadırlar. Dışarıda Fransa başta olmak üzere AB üyesi ülkeler, içeride ise onlardan ve bugünkü hükümetten güç alan PKK’nın sözde siyasi temsilcileri hiç çekinmeden haince ve küstahça Türkiye Cumhuriyetine ve Türk Milleti’ne saldırmaktadırlar.

Yakın tarihte Cezayirlilere yaptığı soykırım ve katliamları görmeyen AB’nin en güçlü üyelerinden birisi olan Fransa, geçmişte yaptığı küstahlıklara ilave olarak yeniden Türk Milletine saldırmak için harekete geçmiştir. Fransa'da Sosyalist Parti'ye mensup tüm milletvekillerinin imzalayarak Fransız Parlamentosu'na sunduğu, 'Ermeni Soykırımı'nı inkâr edenlere para ve hapis cezası verilmesini' öngören yasa teklifi, 18 Mayıs Perşembe günü Fransız Meclisi'nde görüşülecektir. Fransa'daki sağ partiler tarafından da desteklenen yasa teklifinin kabul edileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Yasanın geçmesi durumunda ise Ankara'nın derhal Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Osman Korutürk'ü geri çağıracağı belirtiliyor. Büyükelçinin geri çağrılması elbette ki gerekli ama yeterli değildir. Her konuda ortamı gerecek demeçler veren TBMM Başkanı Sayın Arınç ve AKP grubu derhal parlamentoyu toplayarak Fransa’nın Cezayir’de yaptığı soykırımla ilgili benzer bir karar alarak Fransız küstahlığına hak ettiği cevabı vererek milletimizin hislerine tercüman olmalıdır.

Bugün ne yazık ki iç ve dış şer odaklarının bu saldırılarına karşı uyanık ve karşı hamleleri geciktirmeden yapabilecek bir yönetim anlayışına ve yöneticilere sahip olduğumuz söylenemez. Çünkü bu saldırıları bertaraf edecek zihniyet ve kararlılıktan yoksun bir şekilde yönetilmekteyiz. AKP yönetimindeki Türkiye, milli direncini, haysiyetini ve devlet olma refleksini kademe kademe kaybederek sonu meçhul bir maceraya doğru hızla sürüklenmektedir. Bu sürüklenmenin bir an önce önüne geçilemez ise, uçumdan aşağıya hızla yuvarlanmakta olan ülkemizin yeniden düzlüğe çıkarılmasının bedeli çok zor ve ağır olacaktır. Ancak AKP için yolun sonu gözükmüştür. Aziz milletimiz artık yaşadığı acı tecrübelerin ışığında, engin sağduyusuyla işbaşındaki bu gayri milli zihniyeti deşifre ederek çok kararlı bir şekilde değerlendirmektedir. Bu değerlendirme sonunda da, Türk Milleti’nin milli manevi ve üniter dokusuyla bir türlü uyuşmayan ve Türk Milleti’ni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olmaktan ziyade, etnik bir unsur olarak gören Sayın Erdoğan ve AKP’den bir daha gelmemek üzere mutlaka kurtulunacaktır. AKP iktidarının gönderilmesinin akabinde itidalli, sabırlı, kararlı, edep ve hayâ sahibi yönetim anlayışını ve sorumluluğunu kati surette devlet ve millet yönetimine getirme mecburiyetimiz vardır.

Bütün bunlar için titreyip kendimize dönme zamanı gelmiştir.

03–05–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,