ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > İKTİDAR OLMAK MI? MUKTEDİR OLMAK MI?

HAFTA ORTASI

İKTİDAR OLMAK MI? MUKTEDİR OLMAK MI?

Bugün ne yazık ki AKP iktidarında geçen 3,5 yıllık zaman dilimi, Cumhuriyetimiz ve milletimiz açısından tarihinin en kritik dönemi olmuştur. Üzülerek ve utanarak itiraf etmeliyiz ki, 1923 yılında bedeli kanla ödenerek kazanılmış Cumhuriyetimizin ve milletimizin varlığı, bölünmez bütünlüğü ve geleceği tartışmaya açılmıştır. Bu tartışma ve küstahlıklar öylesine fütursuz bir cüretle yapılmaya başlanmıştır ki, hükümetin de adeta tasvip eder nitelikteki anlayışı neticesinde, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsına kadar yönelmiş bulunmaktadır.

İşte böylesine sıkıntılı ve kritik bir ortamda, Türk Milliyetçilerinin sorumluluk alarak üstlenecekleri her görev, bugün bu zor şartlarda tarihe işaret koyabilecek önem ve değere sahip olacaktır. Lozan’da hevesleri yarım kalmış olan sömürgeci Hıristiyan zihniyetinin ve onların temsilcilerinin, yeni taktiklerle, adım adım ve sabırla, ruhumuzu ve heyecanımızı teslim almalarının önündeki en büyük engel hiç şüphesiz Türk Milliyetçilerinin akıllı, kararlı, sabırlı ve cesur bir şekilde ortaya koyacakları mücadele olacaktır. Bin yıllık vatan toprağımız üzerinde asırların kardeşlik bağlarını çözmeye yönelik gizli senaryoları deşifre ederek parçalayıp atacak olan güç ise, Türk Milletinin ezici bir çoğunlukla teveccüh göstererek tek başına yetki vereceği Türk Milliyetçilerinin iktidarı olacaktır.

Bugün ülke yönetiminde tek başına söz sahibi olan AKP, koalisyon dönemi sonrası ülkenin ihtiyaç duyduğu ekonomik ve siyasi istikrar özlemiyle iş başına gelmiştir. AKP hem kendi partisine küsenlerin, hem yıllardan beri ülke yönetiminde yetki alan beceriksiz ve ufuksuz iktidarların, hem de seçim sisteminin yardımıyla anayasa değişikliğini yapmaya muktedir bir sayı ile meclise girmiş siyasi bir partidir. Ancak özellikle yukarda ifade edilmeye çalışılan Türkiye’nin temel öncelikleri ve bekası ile ilgili hiçbir konuda, AKP bekleneni verememiş aksine sanki Cumhuriyetimizi parçalamak isteyenlerle işbirliğine içerisinde olma görüntüsünü vermekten rahatsızlık duymayan bir yönetim şeklini benimsemiş gibi gözükmektedir. Dolayısı ile AKP sadece milli konularda değil, sosyo-ekonomik meselelerde de bir çözüm üretememiş ve AB kılıfı altında Türk Devleti’nin haysiyetini hiçe sayan pek çok talep ve isteğe gözü kapalı evet demiştir. Seçim beyannamelerinde ve acil eylem planlarında söz verdikleri hiçbir hizmeti gerçekleştirememiş olup kendi tabanına verdiği namus sözlerini de unutmuştur. Yani AKP tek başına sayısal bir çoğunlukla iktidar olmuş fakat muktedir olamamıştır.

Seçim öncesi böyle bir sayısal çoğunlukla iktidarı beklemeyen AKP, hiçbir hazırlığı olmadan ummadığı bir şekilde iktidar olduğu için telaşa kapılarak acemi ve aceleci davranmıştır. Devletin en temel bilgilerine sahip olmadan, geçmiş dönemdeki devlet politikalarını incelemeden alelacele kendilerini havada ve havaalanlarında bulmuşlardır. Sayın başbakan havaalanlarında mekik dokuyarak bu kısa sürede dünyada gezmedik ülke bırakmamıştır. Adeta bir seyyah gibi gittiği yerlerden Türkiye’yi yönetmeyi, büyük bir devlet adamı anlayışı gereği olduğunun ispatına çalışmıştır. Bir gezginin yöneticilik yapması veya bir yöneticinin bırakınız koca Türkiye’yi, herhangi küçücük bir işletmeyi bile, başında durmadan yönetmesi mümkün müdür?

Sayın Erdoğan’ın bütün bu gezilerinde ülkemize kazandırdığı konu ve söylemlerde olmuştur. Bu dolaşımlar neticesinde, ekonomik meselelerde sat kurtul, milli konularda ver kurtul, politik ve diplomatik konularda tüccar siyaset, kazan kazan gibi, pazarlama gibi gayri milli anlayışlarını ve argo söylemlerini büyük bir hünerle siyasi kültürümüze kazandırmışlardır.

Netice olarak geldikleri günden beri hiçbir değer ve devlet geleneğini tanımayan onları acımasızca ve korkunç bir kinle yok etmeye çalışan AKP zihniyetinden bir an önce kurtulmak gerekmektedir. AKP den kurtulmak demek Sevr’in bir kez daha yırtılarak, onu hortlatmaya çalışan Emperyal güçlerin yüzüne çarpılması demektir. AKP den kurtulmanın yolu bütün Türk Milliyetçilerinin birbirlerine kenetlenip tek başına iktidarlarına inanarak çalışmalarından geçmektedir.

17–05–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,