HAFTA ORTASI

FIRSATÇI SİYASET

Siyaset sanatı, hiç şüphesiz mensubu bulunduğu millete hizmet edebilmeyi kendisine şiar edinen, milletinin hizmetkârlığına soyunan ve yaptığı çalışmalarda maddi kazançtan ziyade, manevi lezzeti gözeten siyasetçilerin nezdinde anlam kazanır ve kutsallaşır. “Halka hizmet Hakka hizmettir” sözünü referans alarak topluma hizmet etmeyi amaç edinen siyaset ve devlet adamları, şartlar ne olursa olsun ilke ve prensiplerinden taviz vermeden yetkileri çerçevesinde halkına hizmet ederler. Yaptıkları olumlu, yararlı, samimi, ilkeli hizmet ve projelerinin meyvelerini de alarak, vicdanen büyük bir huzur içerisinde sorumluluklarını üstlendiği toplumları yönetmeye ve yönlendirmeye çalışırlar.

Yöneticiler, bilgi ile halka baş olurlar; devletin ve milletin işlerini de akıl ve bilgi ile idare ederler. Bilgili olmayan yönetici ve siyasetçiden uzak durulması gerekir. Acelecilik, zevzeklik ve hiddetli mizaç, bunların hepsi bilgisizlik alametleridir. Yine yönetici, sakin tabiatlı, alçak gönüllü, merhametli ve affedici olmalıdır. Ona göre halk, yöneticinin tutum ve davranışlarıyla sözünü örnek alır. Yönetme iddiasında bulunarak siyaset sanatını seçenlerin sözü nasılsa, halkın sözü de aynı şekilde olur.

Bugün bizi yönetenler, özellikle de iktidarda bulunanlar acaba hangi ölçüde bu sayılan özelliklere sahiptirler? Hem ülke genelinde hem de bölge ölçeğinde siyaset yaparak ülkemizi ve kentimizi yönetenler vaatlerini, taahhütlerini söz verdikleri gibi yerine getirmişler midir? Yoksa fırsat bu fırsattır, kim öle kim kala gibi düşüncelerinin gereklerini yerine getirerek her yetki döneminde milletin gözünü boyayacak bir anlayışla siyaset yapmaya devam mı etmektedirler? Siyaseti kendi ikbal ve çıkarları için bir araç olarak gören siyaset tacirleri her dönemde olduğu gibi günümüzde de her türlü fırsatı değerlendirerek en azından bir sonraki dönemde de makamlarını koruma paniğine kapılmaktadırlar.

Bir ülkenin başbakanı yabancı bir ülkede, kendi devletini temsil eden büyükelçisini fırsatçı siyaset anlayışına kurban ederek küçük düşürecek sözler sarf edebilir mi? Servetlerini dini duygularını istismar eden sözde holdinglere kaptıran gurbetçilerimizi, her zamanki üslubu ile azarlayabilir mi? Yabancı ülkelerde bile popülist yaklaşımlarla Türk Milleti’nin inanç değerlerini acımasızca istismar ederek külhanbeyi söylemlerle, Türk Devletinin temsilcisini toplum önünde aşağılayan bir başbakandan siyasetçi olabilir mi? Yönetici ve devlet adamı olabilir mi?

Sayın Başbakanın partisinin Adana’daki temsilcilerinin durumu da çok farklı değildir. Kendilerini seçerek kentimizin yönetimini emanet eden Adana halkına karşı, belediye başkanlarımız da, tıpkı liderleri gibi fırsatçı bir siyaset anlayışını benimsemiş gözükmektedirler. Yerel basın ve televizyonlarda çıkan, adam kayırma, şaibe ve yolsuzluk kokan isnat ve iddialara tatmin edecek hiçbir açıklama getirmeden tribünlere oynamaya ve bir sonraki seçimlere hazırlanmaya devam etmektedirler. Hazır elimizde güç ve yetki var iken ne yaparsak bu dönem yapar ve bir sonraki dönemde de koruyup kolladıklarımızla seçim kampanyaları yaparak yeniden seçiliriz diye düşünmektedirler.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Türkiye Belediyeler Birliği seçimi yapıldı ve birtakım sıkıntı ve polemikler olmasına rağmen Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Aytaç Durak yeniden başkan seçildi. Kendisini kutluyoruz, ancak az önce ifade etmeye çalıştığımız fırsatçı siyaset anlayışı burada da kendisini göstermiş olup, Sayın Durak’ın yıllardan beri sergilemekte olduğu ilkesiz ve samimiyetsiz yönetim anlayışını açığa çıkarmıştır. Yani fırsatçı ve popülist siyaset anlayışını bir kez daha ele vermiştir. Bildiğimiz kadarı ile Sayın Durak, başkanı olduğu birlik yönetim listesine Şırnak’ın DTP’li belediye başkanını da, dâhil ederek bölücü heveslere ve ihanet çetelerinin temsilciliğine soyunanlara, bu vesile ile Adana’dan sıcak mesajlar göndermiştir. Aytaç Durak’ın yönetimine almakta hiçbir sakınca görmediği Şırnak Belediye Başkanı, acaba PKK konusunda ne düşünüyor? Cani başı Öcalan’ı ne olarak görüyor? Büyükşehir Belediye Başkanımız bundan sonra, alçakça ve haince şehit edilen fidan gibi askerlerimizin hemen her gün gelen cenaze törenlerine Şırnak’ın DTP’li belediye başkanı ile birlikte mi katılacaktır?

Türk Milleti, yöneticisinin özü sözü doğru, dürüst ve aynı zamanda iyi tabiatlı olmasını, dilinin doğru, kalbinin dürüst olmasını ister. Er veya geç ikiyüzlü fırsatçı siyasetçileri de engin sağduyusuyla deşifre ederek onlardan kurtulmasını bilir.

07–06–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr