ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > Lübnan’ı Bırak, Kandil’e Bak…

HAFTA ORTASI

Lübnan’ı Bırak, Kandil’e Bak…

Geçtiğimiz Cumartesi günü bir üsteğmen, bir asteğmen ve altı eri şehit verdik. Bu haberleri TV’de izlerken bazı şehit ailelerinin büyük bir ümitsizlik ve acı içerisinde feryat ederken, bu milletin en büyük özelliklerinden biri olan ülkesine sahip çıkma noktasından devletine isyan noktasına geldiğini gözlemledik.

20 yılı aşkın bir zamandır acımasızca katliam yapan PKK terörü sonucu kaybettiğimiz insanların cenazesinde bu kadar ümitsiz ve vahim bir tabloyla karşılaşmamıştık. Artık toplumda, özellikle de şehit ailelerinde kaybettikleri evlatlarının kanının vatanın kurtuluşu ve bütünlüğü için değil de ülkeyi yönetenlerin basiretsizliği nedeniyle aktığını düşünenlerin sayısı giderek artmaktadır. TV haberlerinde, Şehit babası “Benim oğlum şehit değil. Çünkü o savaşa gitmedi” derken, şehit annesi “Vatan sağ olsun demiyorum” diye feryat ediyordu.

Değerli okuyucular, bunlar oldukça kötü gelişmelerdir. Artık bu toplum şehit cenazelerine katılan komutanların ve hükümet yetkililerinin “Kanlarınız yerde kalmayacak”, “Terörün kökü kazınacak” vb. söylemlerini inandırıcı bulmamakta, tatmin olmamaktadır. Vatandaşlarımız PKK ile yapılan mücadeleyi kutsal görmekten giderek uzaklaşmaktadır. Maalesef bu da terör örgütünün amacına ulaşmak için toplumu getirmek istediği noktalardan birisidir.

Hal böyleyken ülkemizin birinci gündemi; “Lübnan’a asker gönderelim mi, göndermeyelim mi?” sorularıyla günlerce meşgul edilmiştir. Gündem bunlarla meşgulken, bizler şehit cenazelerini kaldırırken, terör örgütü sempatizanları 1 Eylül Dünya Barış Gününü bahane ederek İstanbul’un göbeğinde, Gazi Mahallesinde miting düzenleyebilmektedir. Soruyorum size; Ülkemizin terör sorunu halloldu da işsizlik sorunu bitirildi de yolsuzluklar ortaya çıkartılıp engellendi de sokak ve caddelerimiz de huzur ve güven sağlandı da, trafik terörü çözüldü de Lübnan’a İsrail istiyor diye asker göndermek mi kaldı?

Sayın Başbakan Lübnan’da yapmak istediğini önce İstanbul’da Gazi mahallesinde yapsın. Önce kendi ülkesinde huzuru, asayişi, güvenliği, barış ortamını sağlasın, yolsuzlukların önüne geçsin. Hepsinden önemlisi PKK’nın akıttığı kanı durdursun.

Sayın Başbakan Lübnan’a gitmek büyük devlet olmanın gereği diyor. Büyük devlet olmak demek şu veya bu devletin verdiği direktifleri anında yerine getirmek değil aksine, hayır demesini de bilmek demektir. Büyük devlet olmak demek kendi ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutarak öncelikle kendi milletinin refahını yükseltebilmeyi ve haysiyetini koruyabilmeyi başarabilmek demektir. Büyük devlet olmak demek misyonunu yitirmiş, adeta ABD’nin taleplerini yerine getirme yükümlülüğünü üstlenmiş Birleşmiş Milletlerin haksız ve mesnetsiz taleplerini yerine getirmek demek de değildir.

Bizim askerimiz Lübnan’a giderse büyük devlet, gitmezse küçük devlet mi sayılacak? Aksine oluk oluk asker kanı akarken, içerideki bu dramı görmezlikten gelerek Lübnan’a Türk askeri gittiğinde büyük devlet olmayacağımız apaçık ortadadır.

Bütün bu hadiseler karşısında acaba Adana’mızın önde gelen özel ve tüzel kurumlarının ileri gelenleri ne demektedirler? Bu olayları nasıl yorumlamaktadırlar? Bu kurum ve kuruluşların temsilcilerinin öncelikleri Türkiye’de artık tahammül sınırlarını aşan terör mü? Yoksa Lübnan’a Türk askerinin gönderilmesi midir? Bu konuyla ilgili olarak bu sütunlardan AKP milletvekili Sayın Abdullah ÇALIŞKAN gibi (bu arada ona da geçirdiği rahatsızlıktan dolayı geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum) herkesi net bir tavır göstermeye davet ediyorum.

Netice olarak Sayın Başbakan ve AKP yönetimi, aklını başına alarak Türkiye’nin en önemli gündeminin terör olduğunu fark etmelidirler.

Genel Başkanımız Sayın BAHÇELİ’NİN de belirttiği gibi iktidar önceliğini iyi tespit etmelidir. Türkiye’nin önceliği Lübnan’a asker göndermek mi? Yoksa Kandil’e asker göndermek mi?

Dediği gibi;

“O kadar yiğitsen Kandile git, Kerkük’e bak…”


06–08–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,