ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > OYALAMA SİYASETİ

HAFTA ORTASI

OYALAMA SİYASETİ

Türkiye bugün halen ne yazık ki oyalama ve istismar siyasetinin tasallutu altında çok ağır ve bunalımlı bir süreçten geçmektedir. Suni ve sanal gündemlerle boşa zaman harcama, toplumu oyalama ve kandırma sanatı bugün her dönemde olduğundan çok daha yoğun bir şekilde adeta yediden yetmişe hepimizi tam bir abluka altına almış bulunmaktadır.

Bugün bölge ve ülke ölçeğinin esas gündemi olması gereken ana konular maalesef bizi yönetenler tarafından değişik yöntemlerle toplumumuzdan gizlenmektedir. Üzerinde durularak, toplumumuz bilgilendirilerek çözülmesi gereken gerçek tehlike ve sıkıntılar ise aldatma ve oyalama siyasetinin yansıması olarak devamlı ötelenmektedir. Sayın Başbakan partisinin il kongrelerinde halen pembe bir Türkiye tablosu çizmekten ve sloganvari konuşmalardan vazgeçmeyerek ülkemizin karşı karşıya bulunduğu çok ciddi tehlikeleri milletimizin gözünden kaçırmaya devam etmektedir.

Ankara’nın göbeğinde geçtiğimiz haftalarda PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu artık hiç saklamayan ve adeta devlete meydan okuyacak şekilde kongrelerini yapan bölücü ihanet anlayışının temsilcileri ile ilgili olarak ne gibi işlemler yapılmıştır? İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, adaletsizlik, ahlaksızlık, üretimsizlik, samimiyetsizlik, kimliksizlik ve burada saymakla bitiremeyeceğimiz pek çok olumsuzluk dört yıla yakın bir zamandır mevcudiyetimize hükmetmeye çalışan AKP iktidarının belirleyici sıfatları olmuştur.

İsrail’in yıllardan beri acımasızca yaptığı katliamlara geçtiğimiz hafta içerisinde bir askerinin iadesini bahane ederek bütün dünyanın gözünün önünde hiç acımadan masum Filistin halkına yönelik olarak devam etmesi karşısında, Türk Hükümeti nasıl bir tavır almıştır? PKK terör örgütünün imhası için yardım istediği ABD’ den yine medet umarak Bush’la telefon görüşmesi yapan Sayın Erdoğan İsrail’in bu vahşi saldırısını durdurabilmiş midir? Yoksa her zaman ki gibi Sayın Bush kendisini ikna ederek İsrail saldırısının masumane bir savunma olduğunu mu söylemiştir? İslam dünyasının temsilcisi ve en güçlü savunucusu konumunda olması gereken Türkiye’nin Başbakanının, bu davranışı hangi devlet haysiyeti ve gücü ile izah edilebilir? Özellikle iktidara gelmeden her türlü manevi ve dini motifleri kullanarak insanlarımızın inançlarının bütün maddi sıfatların önünde olduğunu iddia edenler, bugün Müslümanlara yapılan soykırımın önlenmesi için nasıl olurda, Irak’ta acımasızca Müslümanların katledilmesine sebep olan Hıristiyan bir ülkeden yardım isteyebilir. Abdestinden şüphesi olmadığını ifade eden Sayın Erdoğan, Yahudilerle Müslümanlar arasında arabuluculuk mu yapacak? Yoksa Müslüman Türkiye’nin Başbakanı olarak mazlum ve mağdur Filistin halkının yanında yer alarak İsrail Hükümetine gereken tavrı mı gösterecek?

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerimizden PKK tarafından alçakça şehit edilen askerlerimizin cenazeleri hiç durmadan gelmeye devam ediyor. Organ mafyasının tüyler ürpertici küçücük çocuklara yönelik cinayet iddiaları her tarafta söyleniyor. Faili meçhul cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor. Gasp, kapkaç, maganda terörü, hırsızlık, fuhuş, cinnet, bunalım, intihar vs. gibi hadise ve gelişmelerin boyutu ürküntü veriyor. Bütün bu tehlikeli olaylar hem ülke hem de bölge ölçeğinde artarak devam ediyor. Yaklaşık %30 oranında değer kaybeden paramız, zaten güç bela hayatlarını sürdürmeye çalışan sabit ücretlilerimizi tamamen nefes alamaz duruma getiriyor.

Çukurova’da mısır üreticisinin yıllardan beri yaptığı uçakla ilaçlama hiçbir alternatif mücadele ve çözüm sunulmadan Tarım Bakanlığınca yasaklanıyor. Zaten buğdaydan beklediği fiyatı bulamayan ve maliyetini dahi kurtaramayan çiftçilerimiz bu defa mısır ektiklerine de pişman edilerek ne olursanız olun anlayışı ile kaderleriyle baş başa bırakılıyor. Şimdi buradan sormak gerekiyor, hemen her konuda beyanatlar vermek sureti ile Adana halkının yanında olduklarını ifade eden kentimizin yöneticileri ve seçilmişleri ile iktidarın Adana’da ki temsilcileri bölgemizin bu gerçek sıkıntısı ve gündemi ile ilgili ne yapmaktadırlar?

Yukarıda ifade etmeye çalıştığımız konular Türkiye’nin gerçek sıkıntı ve gündeminden sadece birkaç tanesidir. Bu gerçeklere gözlerini kapatıp, toplumu kandırarak ve sıkıntıları kanıksatarak kendi siyasi ikballerini garantilemeye çalışan siyaset tacirlerinin siyasi ticaretleri Türk Milleti’nin mutlak iradesiyle mutlaka son bulacaktır.


05–07–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,