ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Makalelerim > Yeniçağda Lider Ülke Türkiye

HAFTA ORTASI

Yeniçağda Lider Ülke Türkiye

Eylül ayıyla birlikte hemen her alanda olduğu gibi siyasi faaliyetlerde de, yaz döneminin sakinliğinden uzaklaşılarak yeni bir çalışma temposuna girildiği gerçeği hepinizin malumudur. Bugün 4.gününü idrak etmekte olduğumuz kutsal Ramazan ayı ise, inananların büyük bir coşku ve samimiyetle Yüce Allah’ın rızasını kazanmak için bulunmaz bir fırsat olarak bekledikleri manevi bir zaman dilimidir. Biz de buradan bu vesile ile kutsal Ramazan ayının rahmet ve bereketinden bütün inananların istifade edebilmelerini diliyor, Türk ve İslam Âleminin Ramazanını tebrik ediyoruz. Ramazan ayı hiç şüphesiz hem biz Türk Milleti için, hem de bütün Müslümanlar için kardeşliğin, yardımlaşmanın, hoşgörünün, sabretmenin, affetmenin, birlik ve beraberlik duygularının en üst noktaya tırmandığı çok özel ve güzel bir aydır. İnşallah bu güzel ayın manevi iklimine, insanlarımızın yoksulluğundan faydalanarak, minnet ve vefa duygularını istismar ederek kendilerine her türlü kazancı mubah gören inanç hortumcuları tarafından gölge düşürülmez.

Barış ve huzurun hâkim olması gereken bu kutsal ayda, ne yazık ki dünyada ve özelliklede yakın coğrafyamızda yaşanan olay ve saldırılar artarak devam etmektedir. Müslümanların birbirlerine sımsıkı sarılarak kendilerine yapılan saldırı ve sömürü planlarını parçalamaları gerekirken, küresel sömürücülerin tuzaklarına düşerek birbirlerinin kanını akıtmaya devam etmeleri ise son derece hazin bir tablo olarak karşımızda durmaktadır. Irak’ta ki Şii Sünni çatışmasını körükleyenler, Filistin’de de benzer tuzaklarla Hamas ve El-Fetih çatışmasını alevlendirmek istemektedirler. Ülkemizde ise yıllardan beri Kürtçülük yaparak ve diğer etnik grupları kışkırtarak birlikteliğimize fitne sokmak isteyen küresel güçler ile Ortadoğu coğrafyasını kan gölüne çevirmek isteyen işbirlikçileri tarih boyunca hep aynı hain senaryoları uygulamışlardır. Osmanlı İmparatorluğunun parçalanması ile sonuçlanan bu sömürü planları, iflah olmaz haçlı taassubu ile birleşerek dönemin devlet yöneticilerinin aczinden ve gafletinden de yararlanarak aşama aşama uygulamaya geçirilmiştir. Peki, aynı emperyal güçler bugün de aynı hedef ve planları dâhilinde, şu an başımızda bizi yönetenlerin aczinden, vurdumduymazlığından ve hatta gaflet ötesi anlayışlarından faydalanmıyorlar mı?

Bugün İletişim teknolojilerinde gelinen düzeyin bir sonucu olarak, hiçbir toplumun kendi içine kapalı kalamayacağı, küreselleşmenin bir anlamda zaruri olduğu bir çağda yaşıyoruz. Doğal olarak, dünya ölçeğinde yaşanan bütün gelişmelerde, zaman zaman etkilenen, zaman zaman da etkileyen taraf olarak, bir davranış tarzı, bir üslup sahibi olmamız gerektiği her akıl sahibinin kabul edeceği bir gerçektir. Uluslararası ilişkilerde ülke olarak nasıl bir tarzımız olmalı, ülke içerisinde nasıl bir devlet yapılanması, nasıl bir devlet-vatandaş ilişkisi tesis edilmeli; bunlar, milletimizin tarihinden, karakter yapısından, geleceğe dair beklentilerinden yola çıkılarak cevaplanması gereken sorulardır.

Küreselleşme derken; güçlünün zayıfı ezmek için kullanacağı, dışı süslü içi acılı zulüm mekanizmalarını değil, toplumların kaynaşıp tanışmasını ve insanlık tarihinin ilerlemesinde ortaklaşa hareket etmesini; Allah’ın insanoğluna bahşettiği yeryüzü kaynaklarının adilane kullanılmasını ve bu tür yaklaşımları benimsediğimizi; milletimizin karakter yapısı derken, bugüne kadar getirdiğimiz tarihi birikimimizi yoğuran meziyetlerimizi, geleceğe dair beklentilerimiz derken, dünyayı adaletle yönetmeye dair bir misyon üstlenmeyi kastettiğimizi açıklamakta yarar görüyorum.

Bu nedenledir ki, Milliyetçi Hareket Partisi, AKP gibi ne pahasına olursa olsun Avrupa Birliği’ne girmeye, kayıtsız şartsız ABD’nin taleplerini emir gibi yerine getirmeye şüphe götürmez bir şekilde karşıdır. Küresel söylem ve hedefler geliştirilirken,çok net ve kesin olarak ülkemizin aleyhine olacak gelişmelerin gerçekleşmesine meydan vermemek için var gücüyle çaba göstermektedir. Milliyetçi Hareket Partisi’ni, “artık günümüzde geçerliliği kalmamış ülke hassasiyetlerini, milli kimliğimizi körü körüne savunmakla” itham eden kişiler ve kurumlar mevcuttur. Milliyetçilik anlayışımızı sadece geçmişimizle övünmek ve yaşadığımız çağdan bihaber olmak zanneden bu güruh, “yeniçağda lider ülke Türkiye” sözümüzün anlamını da hiç idrak edememiş demektir. Partimizin, ülkemizin bütünlüğünü korumak için verdiği mücadele, bugüne kadar hakkıyla anlaşılamamış olabilir, fakat seçim sandığı geldiğinde artık Aziz Milletimizin MHP’nin ve onun lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin hakkını vereceğinden zerre kadar şüphemiz yoktur.

Kadınıyla erkeğiyle, iyi eğitimli, ufku geniş, umutlu, cesur, çalışkan, yaşadığı hayatın değerini bilip arkasında hoş bir seda bırakarak bu dünyadan ayrılma arzusunda olan, milli ve manevi duyguları körelmemiş, gücünü beyninden ve kalbinden alan insanlardan oluşan Türkiye... Güçlünün zayıfı kolladığı, tok olanın aç olanı doyurmayı vazife bildiği, teknolojide ve insaniyette en ileride olmayı hedefleyen “YENİÇAĞDA LİDER ÜLKE TÜRKİYE”... Hedefimiz bu idealleri en üst düzeyde yaşayıp yaşatabilmektir.


27–09–2006

Yılmaz TANKUT

ytankut@keynet.com.tr

ytankut@mhp-adana.org.tr

,